Bisikletle Trakya

24 yaşındaki bisiklet sevdalısı Burak İnanç bisikletiyle İzmir’den Edirne’ye yaklaşık 1000 kilometre yolu 14 günde tamamladı.

İzmir’de yaşayan ve hayatının her anını bisikletiyle paylaşan 24 yaşındaki Burak İnanç, bisikletiyle 14 gün süren yolculuğunun sonunda Edirne’ye geldi.

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü mezunu bisiklet sevdalısı Burak İnanç turuna Trakya’yı da ekledi. Bisikletiyle İzmir’de başladığı yolculuğa 14’üncü gününde Edirne’de son veren İnanç, yaklaşık 6 yıldır bisikleti yaşamımın içine yerleştirmiş, günlük işlerimde, şehirlerarası seyahatlerimde faal olarak bisiklet kullanmakta.

Buna Benzer Bisiklet Turları Yaptım

Birkaç yıl önce bisiklet ile daha da uzun mesafelere gitmeye karar verdim. Daha önce de benzer turlar yaptım. İzmir-Antalya turumu gerçekleştirdim. Bu tur yaklaşık 2 hafta kadar sürdü. Toplamda 900 km’yi aşkın yol kat ettim. Bir başka turum olan Mersin-Nevşehir turum yaklaşık 5 gün sürdü. 5 günün sonunda toplamda 450 km ye yakın yol yaptım. Bu turların haricinde 2 hafta boyunca Mersin’de Bolkarlar bölgesinde Yörük hayatının araştırılması için bisikletle Genç Kaşifler grubu adı altında araştırma yapma fırsatı buldum.

Trakya Hep Aklımdaydı

Bu yıl Türkiye’nin diğer bir bölgesine, Trakya‘ya doğru sürmeye karar verdim. Bu turun benim için diğer turlardan farklı olarak dedemin 5 yıl öncesine kadar her zaman gittiği köylerden geçiyor olmasıydı. Dedemin Ege Bölgesi’nde Patoz olarak adlandırılan bir harman makinası vardı ve İzmir’den yola çıkarak Edirne, Keşan’a kadar köylerde harman yaparak devam ederdi. Her bir köyü ayrı ayrı not alarak rotamı oluşturdum. Trakya turum toplamda 14 gün sürdü. Tur boyunca rotamı biraz uzatarak yaklaşık 1000 km yolu pedallayarak geldim. Balıkesir-Akçay, Kaz Dağları zirvesi, Çanakkale  Bayramiç  Dağahmetçe köyü, Çanakkale – Yenice, Bandırma  Erdek – Ocaklar, İstanbul, Tekirdağ, Edirne – Keşan ve son olarak Edirne‘ye geldim.

Edirne Beni Büyüledi

14 günün sonunda Edirne Merkez’e ulaştım. Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapan kent şehre girerken dahi tüm ihtişamıyla sizlere hoş geldin diyor. Bu eşsiz şehirde 2 gün geçirdim. Şehrin mimari yapısı, kültürü, tarihi ve insanları için söylenecek çok fazla şey var. Gözlemlerime göre, şehri ayakta tutan başlıca kaynak, din turizminin yapılmasıdır. Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği Selimiye Camii görmeden geçilmemesi gereken yerlerinden başında geliyor. Mimarisi itibariyle şehrin neresinde olursanız olun dosta güven düşmana korku veren yapısıyla her daim önünüzde yer alıyor. Osmanlı döneminde kalan birçok tarihi kale, külliye, darüşşifa gibi yapılar ziyaretçileri büyüleyen bir yapıya sahip.

Tava Ciğeri Yemeden Gitmeyin

Tarihinin yanı sıra denemeniz gereken tava ciğerleri mevcut. Tava ciğerini çok beğendim. Daha önce yememiştim. Edirne harici başka bir yerde aynı lezzeti yakalayabileceğimi düşünmüyorum. Şehirdeki turist sayısının bu kadar fazla olması dikkatimi çekti. Turist ziyareti açısından Türkiye’de İstanbul ve Antalya’dan sonra Edirne geliyormuş.

Trakya İnsanı Bambaşka

Bu kadar insan yoğunluğuna karşın şehrin insanları ve esnafları her daim güler yüzlü ve sabırlılar. Özellikle sizin dışarıdan geldiğiniz anladıktan sonra daha yardımcı olacaklarını söyleyebilirim. Böylesi güzel bir şehirde geçirdiğim her dakika huzur dolu.

Bölgede Huzur Buldum

Trakya insanının sempatik, yardımsever ve elinin açık olduğunu duyduktan sonra bu turumda duyduklarımdan daha fazlasını yaşamış olmak iyi ki yoldayım demem için yeterli bir sebep. Bir gün tekrar yolumu düşürmek için çaba göstereceğim. Edirne’ye ve halkına çok teşekkür ediyorum.

Çevre Dostu Ulaşım Yaygınlaşıyor